top of page

Kadın ve Erkek Arasındaki Farklılıkların İlişkilere Yansıması



Kadın ve erkek arasında var olan farklılıkların ilişkilerimize olan etkileri yadsınamaz. Aslında bahsi geçen konu herkes tarafından bilinir, kadınlar ve erkekler birbirlerinden farklıdır. Bu farklılıklar anatomik ve fiziksel anlamda bariz bir şekilde görünürken, bir de görmediğimiz nörolojik farklılıklar vardır. Yapılan sinirbilimsel araştırmalara göre, kadınların beyni erkeklerin beyninden farklı. Örneğin, yapılan çalışmalar sonucu oksipital lob dediğimiz beynin görme alanı, kadınlarda erkeklere göre daha geniştir, bu da bir alanı biraz daha geniş çapta görebildikleri anlamına gelir. Amigdala denilen badem büyüklüğündeki açlık/tokluk, üreme dürtüsü, kavgaya katılma, aniden kaçma duygularından sorumlu alanın ise erkeklerde kadınlara göre biraz daha büyük olduğunu ortaya çıkmıştır. İşitme ve konuşma merkezlerini kapsayan temporal korteks ise, kadınların beyninde erkeklere göre daha büyük bir yer kapladığı araştırmalarca kanıtlanmıştır. İlginç bir vaka çalışması ise bir kaza sonucu kafalarının aynı bölgelerinde benzer şiddette darbe alan kadın ve erkeklerin farklı şekilde etkilendiğini ortaya çıkarmıştır. Bu vakalarda erkek konuşma yetisini kaybederken, kadın akıcı bir şekilde konuşabilmektedir. Bu tür nörolojik araştırmalar, kadın ve erkek beyinlerinin farklı olduğunu kanıtlıyor. Peki bu kanıtlar kişilerarası ilişkilerimizi nasıl etkiliyor?


Kadın okuyucular, hiç bir erkeğe konuşurken duvara veya boşluğa konuştuğunuzu hissettiniz mi? Peki ya erkek okuyucular, kadınların sürekli dırdır ettiğinden yakınır mısınız? Bu durumlar öyle kafadan atılan bahaneler değil, zira nörolojik açıklamaları var. Yapılan araştırmalara göre, kadınlar işitme konusunda erkeklere göre daha iyi olduğu ortaya çıkmıştır. Erkekler de duyuyor, ama kadınlar kadar iyi duymuyor çünkü erkekler anne karnındayken maruz kaldıkları fazlaca testesteron hormonu nedeniyle beyinlerinin sol lobu normal düzeyde gelişemiyor. Bu da beyindeki işitme, konuşma ve empatiyle ilgili alanların daha baskın olduğu sol lobun kadınlarda daha gelişmiş olduğunu gösteriyor.


Yapılan bir deneyde, kadın ve erkeklere farklı ses düzeylerinde bazı kelilemeler dinletilip, hangi kulaktan hangi kelimeyi duydukları soruluyor. Erkek katılımcılar kadınlara göre daha kötü sonuçlar alırken, kadın katılımcılar her cevabı doğru veriyor. Yani erkekler tüm dikkatlerini verse bile, kadınlar kadar iyi duymuyor. Buradan, tüm dikkatini bir işe veren bir erkeğin tam bu sırada bir kadının dediklerini dinlemesinin ne kadar zor olduğu söylenebilir. Kafa sallayarak “anladım, duydum” mesajını vermeye çalışsalar da, kadınlar duyulmak için söylediklerini tekrarlayabilir. Bu da akıllara bir etiket gibi kadınların üstüne yapıştırılan “dırdır” meselesini getiriyor. Veya erkeklerin bu durumdan kaçmak için öne sürdüğü bazı klişe söylemler — örneğin “Haklısın karıcığım.”


Bilim, zamanında beyindeki sağ lobun özetle olaylara daha genel anlamda bakmakla alakalı olduğunu kanıtlamıştır, tıpkı sol lobun daha çok detaylarla ilgilendiğini kanıtladığı gibi. Bu bulgular ışığında kadınların daha detaycı, erkeklerin ise genelci olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumun günlük ilişkilerimize ne kadar yansıdığını tahmin edebiliyorsunuzdur. Aynı durum empati duygusu içinde geçerlidir. Sol lobun egemenliğinde olan bu duygu, kadınlarda çokça fazladır. Anlamak ve anlaşılmak ister, problemi benimser, kendi derdi haline getirir. Ve aynı şeyi karşı taraftanda bekler. Fakat erkekler sağ lobun egemenliğinde tam bir problem çözücüdür. Problem varsa, artık o problem ortada yoktur. Problemi nasıl çözdüğü bugünün konusu değil.


Bebeği olan anne ve babaların zorlandığı konulardan biri bebeğin gece ağlaması, ve kimin ilgileneceği tartışmasıdır. Bu konuda nörolojik araştırmalar çok ilginç sonuçlar ortaya atmıştır. Bebekler babaları tarafından kucağa alındığında kalp atışları hızlanıyor, ve nefes alımları artıyor. Fakat tam tersi bebeğin anne kucağında sakinlediği ve kalp atışlarının yavaşladığı kanıtlanmıştır. Aslında bu olaya evrimsel bakış açısından yaklaşırsak, annenin bebeğe yüzyıllardır bakmasından dolayı, bu yönde evrilmesi ve beyin yazılımında sakinleştirici bir empatik kodu olması mantıklı geliyor. Fakat durum böyle diye baba ilgilenmesin demek olmaz.


Bu tür farklılılar sinirbilimsel yapıda var olur, fakat günümüz dünyasında da beklentilere yol açar. Daha detaycı ve empatik olan kadınların zihinlerinde oluşan beklentiler, kadın ve erkeğin kaçamayacakları bir çatışmaya sokuyor, tartışmalar başlıyor. Bu yüzden kadın okuyucular, eğer karşınızda sizi dinliyor gibi yapan, anlayamayan, ve özel detayları unutan bir erkek var ise, bu sizi sevmediğinden değil, sinirbilimsel açıdan sizden çok farklı oluşundan kaynaklanıyor.

 
 
 

Comments


İletişime geçin

Mesajınızın için teşekkürler!

  • Facebook
  • Instagram

İletişim Bilgileri

Etiler - Levent
Üst Zeren Sokak No:28
İstanbul


info@actinstituteistanbul.com

0539 710 56 54

© 2021 by ACT Institute Acceptance and Commitment Therapy Istanbul

Uzman Klinik Psikolog Ecem Şenel

bottom of page